Hastalarımızın en çok merak ettiği konulara kısa ve net yanıtlar sunuyoruz. Diş tedavilerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen ya da süreçlerle ilgili akıllarında soru işaretleri olan ziyaretçilerimiz, bu bölümde sıkça karşılaşılan konuları bulabilirler. Tedavi sürelerinden, işlem sırasında yaşanabilecek hislere kadar geniş bir yelpazede sorulara cevap vererek, bilinçli kararlar almanıza yardımcı olmayı hedefliyoruz.
Tümü
Diş hekimliğinde;
1- Dijital ölçü
2- CAD (dijital dizayn)
3- CAM (dijital üretim) olarak üç temel ayak vardır.
Dijital ölçü veya tarama nedir?
Eskiden ölçü kaşıkları ve ölçü macunları ile yapılan işlem artık kamera benzeri ağız içi tarama cihazları ile yapılabilmektedir
Digital Ölçü ile konvansiyonel ölçüyü kıyaslarsak.
Dijital ölçünün avantajı;
+ daha hızlıdır, zaman tasarrufu sağlar.
+ daha hassas, daha uyumlu restorasyonlar
+ ölçü digital saklanabilir ve ihtiyaç olduğunuzda tekrar kullanılabilir
+ ölçü hataları anında görülüp düzeltilebilir
CAD uygulaması nedir?
Bu aşama bilgisayar yazılımları ile olur ve daha önce aldığımız dijital ölçü üzerine yapmak istediğimiz kron, köprü, kamine, ortodontik aparey, protez vs dizaynı yapılır.
CAM uygulaması nedir?
Cad aşamasında dizayn ettiğimiz ürünün bilgisayar destekli makineler aracılığıyla üretimidir. Dental CNC makineleri, üç boyutlu yazıcılar ve lazer sinter cihazları kullanılarak üretim yapılır.
Dental Cad-Cam konusu Klinikdent olarak iddialı olduğumuz konulardan biridir ve bununla ilgili yazılım ve cihazlar konusunda oldukça geniş donanıma ve tecrübeye sahibiz.
Ağzınızda hiç dişiniz yoksa veya tam dişsizlik adayı iseniz aynı günde hem diş çekiminiz hem implantlarınız hem de sabit geçici dişleriniz birlikte yapılabilir. Böylece 1 gün içinde gençliğinizdeki gibi sabit dişleri kullanmaya başlayabilirsiniz. Diş helimliğinde “All on four”, “Fast and fix” vs gibi isimlerle anılan bu yöntem artık kendini ispatlamış ve bütün dünyada yaygın olarak kullanılan bir yöntem olmuştur.
Bu yöntem koşullar uygunsa, kısmi diş eksikliğinde de uygulanabilir.
Diş çekiminin yapılmasından hemen sonra uygulanan implanta Immediate implant, aynı seansta implant üzerine diş yapılmasına da immediate loading(hemen yükleme) denir.
Immediate Implant ve Immediate Loading Kimlere Yapılır?
Immediate implant(Aynı günde implantların ve geçici dişlerin birlikte yapılması), diş ve çevre dokularda akut bir enfeksiyonu bulunmayan, uygun kalitede ve miktarda kemik dokusu olan hastalara uygulanabilir. Aynı zamanda immediate loading (aynı gün implant üstü kaplamaların) yapılabilmesi için implant yerleştirme torkunun (implantın kemikteki sıkışma oranı) yeterli miktarda sağlanması gerekir.
Immediate implant cerrahi uygulaması diğer implant uygulamalarına benzer. Ancak bu uygulama, bilgi ve tecrübenin yanısıra üst düzey tıbbi donanım da gerektirir.
Operasyon Sonrası Neler Yapılmalı?
Operasyon sonrası buz kompres uygulaması yeterli olacaktır. Bunun haricinde, hekimin önerdiği ilaçların düzenli kullanılması ve birkaç gün sıvı gıdalar tüketilmesi gerekir.
Avantajları Nelerdir?
+ Diş çekimi sonrası iyileşme süresi beklenmez
+ Bu teknik sayesinde hasta geçici sabit dişlerine aynı gün sahip olur ve yaşam konforunda bir kayıp olmaz.
İşlem sonrasında diş hekiminiz size bazı ağrı kesici ve antibiyotikler verecek ya da daha öncesinden belirteceği zaman aralığında işlem öncesinde başlanmasını tavsiye edecektir. Aynı gün işlem sonrasına sigara içmeyin, yorucu hareketlerden kaçının ve araç kullanmayın. İşlem gören bölge ile çalkalamayın ve yumuşak gıdalar tüketin. Bununla beraber ağız bakımını düzgün yapmanız ve dişlerinizi fırçalamanız gereklidir, fakat implantın bulunduğu bölgeyi travmatize etmemeye özen göstermeniz gerekmektedir. Ayrıca klorheksidin içeren gargaraları diş hekiminizin de onayı ile işlem sonrasında 1 hafta boyunca kullanmanız gerekmektedir.
İmplantlar Yerleştirildikten Sonra Ne Olur?
İmplantlar yerleştirildikten sonra osseointegrasyon (implantların kemik ile kaynaşması) süreci beklenir bu da normal şartlarda alt çene için 3 ay, üst çene içinse 6 ay dır.
Eğer implant yerleştirilen bölge estetik açıdan önemli bir kısmı içine alıyor ve birden fazla diş içeriyorsa bu durumda geçici bir protez kullanmak mümkün olabilmektedir, ya da hiç dişiniz yok ve total protez (damak protez) kullanıyorsanız, bu durumda protezin içinde yapılacak olan bazı düzenlemelerle bu süre boyunca protezinizi geçici olarak kullanmaya devam edebilirsiniz.
İmplantların Bakımı ve Temizliği Zor Mudur?
Hayır, ama implantların bakımı ve temizliği uzun ömürlü ve başarılı bir restorasyon için çok iyi yapılmalıdır. Dikkatli bir bakım için sizin ağzınıza özel şartları diş hekiminiz size bildirerek en iyi bakımı yapabilmeniz için detaylı açıklamalarda bulunacaktır. İmplantların bakımı kendi dişlerinizin bakımından çok farklı değildir. Ama buna rağmen ulaşılması zor ve temizlenmesi daha güç alanlar olabilmektedir, bunların değişik yöntemlerle temizlikleri mümkündür.
İmplantların üzerine Yapılan Dişleri Çıkartabilecek Miyim?
Bir çok implant üstü protez sadece diş hekiminiz tarafından takılıp çıkartılabilmektedir, sadece implant bar ya da balla taşman üzerine yapılmış olan total proteziniz (damak proteziniz) varsa implant üstündeki dişlerinizi çıkarabilirsiniz.
İmplantlarım Görünecek mi?
Dudak ve dil hareketlerinizde implantlarınızın gözükmemesini diş hekiminiz sağlayacaktır, bu şekilde estetik olarak günlük yaşamınızı olumsuz olarak etkilemeyecektir.
Her Eksik Dişim İçin Birer Tane İmplant Yapılması mı Gereklidir?
Hayır, bu sadece tek diş eksikliğinizin olduğu durumlarda geçerlidir. Genel görüş olarak çene kemiğinizin izin verdiği kadar dişsiz bölgeleri implantlar ile desteklemeyi arzu etmekteyiz ama tamamen dişsiz tek çene için 5-6 arası implant yeterli olabilirken, 3 dişlik eksik bir bölgeye de 2 tane implant ve onların üzerlerine yapılabilecek bir köprü yeterli olabilmektedir.
Kaza Geçirirsem Ne Olur?
Herhangi bir kaza ile oluşacak travma sonucu sadece implantlar değil kendi dişlerimiz de zarar görebilir. Bu gibi durumlardan korunabilmek veya riski azaltmak için, eğer sporla uğraşıyor ya da hareketli nesnelerin yüz bölgenize zarar verebileceği bir iş yapıyorsanız, diş hekiminiz tarafından yapılacak dişlerinizin üzerine geçecek olan şeffaf bir koruyucu plak yapılabilir.
Herhangi bir şekilde diş implantınız zarar gördüyse, bu durumda implantın yerinden çıkartılması yerine hiç dokunulmadan kemik içinde en yakı boşluğa bir implant daha yerleştirilebilir ve tekrar protez yapılabilir (Bu çene kemiğinizin ve diş yapınızın izin vereceği ölçülerde gerçekleştirilebilir)
İmplant Pahalı Bir Tedavi Yöntemi midir?
Size sağladığı avantajları düşünüldüğünde fiyatını karşılayan bir tedavi yöntemidir, direk olarak diğer diş tedavi masraflarına göre değerlendirdiğinizde pahalı gelebilir. Normal şartlarda eksik dişlerinizin yerine yapılması planlanan köprü protezlerine göre arada çok büyük farklar ödemeyebilirsiniz. Uzun dönemde implantların klinik başarısı daha yüksek, daha kullanışlı ve fiyat/performans avantajları daha yüksektir.Ekonomik gözüken yöntemlerin bazı dezavantajları da vardır, klasik bir köprü protezi yapılırken eksik dişinizin yanındaki iki tane sağlam dişiniz kesilerek küçültülmektedir, ki bu implantın kalan dişlerin sağlığı açısından da daha pozitif bir uygulama olduğunu gösterir. Ayrıca dişsiz bir ağızda total protezlerin (damak protezlerin) dil ve damak hareketleriyle oynayıp yerinden çıkmalarının önüne sadece 2 implant uygulaması bile geçebilmektedir. Bu da günlük yaşamdaki hayat kalitemizi arttıran unsurlardır ve daha rahat yemek yememizi, konuşmamızı ve sosyal ortamlarda sıkıntı çekmemizi sağlar.
İmplant Yaptırmadan Önce Hangi Konularda Bilgilendirilmem Gereklidir?
Öncelikle tedavi planlamasını öğrenmeniz; kaç implant yapılacak, üzerlerine ne tip bir protez uygulanacak bunlar hakkında bilgi almanız gereklidir.
Bu işlemleri uygulayacak diş hekimi yada diş hekimlerinin tecrübe, eğitim yada uzmanlıklarını sormanız,
Tedavinizin implant yerleştirilmesi ve arkasından 1-3 ay sonra yapılacak olan protez aşamalarının toplam ücretini yani sizin ne kadar toplamda ödemeniz gerektiğini sormanız,
İmplant uygulaması dışında başka alternatiflerinizin olup olmadığını varsa bunların da zaman ve fiyat olarak bir karşılaştırmasını istemeniz sizin açınızdan faydalı olacaktır.
Aldığınız cevaplar sizi tatmin etmezse iyi bir araştırma sürecine girmeden bu işe girmemenizi tavsiye ediyoruz, çünkü epey bir zaman, efor ve para harcayacağınız bu işlem öncesinde güven faktörü çok önemlidir.
Çenesel uyumsuzluğun nedenleri nelerdir ?
+ Ailesel(genetik)
+ Gelişimsel bozukluklar
Dişsel bozuklukların nedenleri nelerdir ?
+ Yer darlığı nedeniyle dişlerin çapraşık olması
+ Yer fazlalığı nedeniyle dişlerin aralık olması
+ Parmak emme veya dilin normalden büyük olması nedeniyle üst ve alt ön dişler arasında mesafe olması
+ Dişlerin normal pozisyonunda olmaması ( eğrilme veya dönmeleri )
+ Yer darlığının nedenleri
+ Genetik veya gelişimsel olarak çenenin küçük , dişlerin eninin ise büyük olması dolayısıyla dişlerin çeneye sığamamaları
+ Vaktinden önce süt dişlerinin çekilmesiyle , geri kalan dişlerin birbirlerine yanaşmaları ve böylece alttan çıkacak daimi dişe yeterli yer kalmaması nedeniyle daimi dişin çapraşık bir şekilde çıkması veya hiç çıkamaması
+ 20. yaş dişlerinin arkadan diğer dişleri sıkıştırması.
+ Yer fazlalığının (boşluk) nedenleri
+ Genetik veya gelişimsel olarak çenenin büyük , dişlerin eninin ise dar olması dolayısıyla dişlerin aralıklı bir şekilde çeneye dağılmaları
+ Genetik veya gelişimsel olarak bazı daimi dişlerin çıkmaması ( bu durumda diş ya hiç yoktur yada çene içerisinde gömülü kalmıştır )
+ Hareketli ortodontik tedavi uygulanan durumlar.
+ Basit düzeydeki diş çapraşıklıkları
+ Çene darlığının giderilmesi gereken durumlar
+ Erken süt dişi kaybına bağlı boşlukların koruyucu olarak doldurulması
+ Parmak emme gibi kötü alışkanlıkların giderilmesi
+ Diş gıcırdatmanın önlenmesi
+ Sabit tedavi sonrasında pekiştirme ( sabitleme ) amacıyla.
+ Sabit ortodontik tedavi uygulanan durumlar
+ Dişlerde çapraşıklık olması
+ Alt ve üst dişler arasında kapanışta boşluk olması
+ Üst dişlerin fırlak olması
+ Daha iyi bir protez yapılması amacıyla basit dişsel hareketlere ihtiyaç duyulması
Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçiminde ki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.
1. Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol yada ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.
2. Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.
3. Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.
4. Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır.
Horlama Ciddi Bir Sorun Mudur?
Sosyal olarak evet! Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Tıbbi olara evet! Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır.
Uyku apnesi diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuzun size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir.
Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda saatte 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır. Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken yada iş başında uyuklamalar görülecektir.
Horlama tedavi edilebilir mi?
Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralana önerilere uyulmalıdır.
1. İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
2. Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.
3. Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.
4. Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
5. Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
6. Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metot dur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
7. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.
8. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyın.
Her pozisyonda horlayan kişiler “ağır horlayan” olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.
Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (Yüksek sesli horlama nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir.) Doktorunuza baş vurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.
Horlama tedavisi şüphesiz tanıya dayanır. Bu alerji veya enfeksiyon tedavisi gibi basit yada bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirir biçimdedir. Horlama – Nefessiz kalma hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Lazerin kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.
Horlama ortadan kaldırılabilir mi?
Horlamanın en önemli nedenlerinden biri kilo fazlalığı olduğu bilinmektedir. Kilo fazlası olup zayıflayan hastaların %80’inde horlamanın önemli derecede azaldığı veya tamamen ortadan kalktığı görülmüştür. Kilo verme, özel şekilli yastıklar, ağız veya buruna yerleştirilen bazı cihazların kullanılması, uyku ilaçları, sakinleştirici ilaçlar ve alkol kullanımından kaçınma gibi yöntemler horlamanın kontrolünde yararlı olabilir. Ancak bunların hepsi, yaşam koşullarında önemli değişiklikler yapılmasını ve bunun sürekli olmasını gerektirir.
Horlamayı ortadan kaldıracak etkili bir yöntem vardır. “Laser uvulo-palatoplasti (LAUP)” adı verilen bu cerrahi yöntemle yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilmekte ve horlama önlenebilmektedir. Bu ameliyatın başarı oranı %85-90 arasındadır. Ameliyatta, lazer ışını ile yumuşak damaktaki dokular dikkatle küçültülmekte ve zamanla dokuların iyileşip gerginleşmesiyle uyku sırasındaki titreşimleri, yani horlama ortadan kalkmaktadır. Ameliyatta lazer ışınının kullanılmasının nedeni, lazerin yumuşak dokuları kanamaya neden olmadan kesme yeteneğinin bulunmasıdır. Ameliyat yaklaşık yarım saat sürmekte ve boğazı uyuşturacak şekilde lokal anestezi ile yapılmaktadır.
Pek çok hastada bir kez tedavi ile istenen sonuç alınmaktadır; ancak, bazı hastalarda ameliyatın en erken dört hafta aralıkla olmak üzere tekrarlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bazı hastalarda horlama tamamen ortadan kalkmasa bile, şiddeti azalmaktadır. LAUP ameliyatını takip eden birkaç gün ile iki hafta arasında boğaz ağrısı hissedilmekte ve ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınmaktadır. Hastaların çoğu birkaç gün içinde normal hayatlarına dönmekte ve çalışmaya başlayabilir hale gelmekte, sadece ağır kaldırma gibi zorlayıcı bedensel faaliyetlerden kaçınmaları istenmektedir. Ameliyatın etkilerinin görülme zamanı kişiden kişiye değişmektedir. Bazı hastalarda sonuç hemen alınmakta, ameliyatın yapıldığı gün horlama kesilmektedir. Diğer hastalarda, ameliyatın sonucu bir aya kadar ortaya çıkmakta ve kesinleşmektedir.
LAUP için uygun bir aday olup olmadığınızı nasıl anlayacaksınız?
Öncelikle muayene olmanız gerekir. Doktorunuz horlamanız, burun tıkanıklığı ve genel sağlık durumunuz ile ilgili bilgilere ihtiyaç duyacaktır. Daha sonra baş ve boyun bölgesine ağırlık verilen muayeneniz yapılacaktır. Bundan sonra muhtemelen, “obstrüktif uyku apnesi” bulunup bulunmadığını araştırmak üzere uyku laboratuarında bir uyku çalışması yaptırmanız istenecektir. Uyku çalışması, uyku laboratuarında bir gece geçirmenizi ve bu sırada beyin dalgaları, kalp atımları, kandaki oksijen miktarı, solunum düzeni gibi verilerin kaydedilmesini gerektirmektedir. Bu uyku çalışmasını takiben, doktorunuz LAUP da dahil olmak üzere olası tedavi seçeneklerini belirleyecektir.
Obstrüktif Uyku Apnesi nedir?
Obstrüktif uyku apnesi (OUA) ciddi bir hastalık durumudur. Trafik kazalarının önemli bir oranında sürücülerde uyku apnesi bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu kişilerde kalp yetmezliği, felç ve ölüm olasılığının da yüksek olduğu bilinmektedir.
Obstrüktif uyku apnesi (OUA), uyku sırasında solunumun bir süre için durması ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesidir. Bu kişilerde solunum yolunda hava akımının durmasına neden olan tıkanıklığın boğazda olduğu bilinmektedir. Hastalar genellikle şişman, orta yaşta ve horlayan erkeklerdir. Sıklıkla horlama ve uykudaki solunum duraklamalarının farkında olan hastanın kendisi değil, hastanın eşidir. OUA’nın diğer belirtileri gündüz saatlerinde uyuklama, sabah baş ağrıları, yüksek tansiyon, kişilik değişiklikleri ve kalp ritminde değişikliklerdir.
OUA teşhisi, bir uyku çalışması ile koyulur. Tedavi planı ise her hastanın belirtileri, uyku çalışması sonuçları ve muayene bulgularına göre düzenlenir. Uyku apnesinde dört temel tedavi seçeneği vardır:
1. Uyku apnesini artıran faktörlerin (alkol, sakinleştirici ilaç kullanımı gibi) belirlenmesi ve önlenmesiyle birlikte kilo verme;
2. İlaç tedavisi;
3. CPAP ve BiPAP adı verilen, uyku sırasında ağız veya burun üzerine yerleştirilen cihazların kullanılması;
4. Cerrahi tedavi
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Nunc sollicitudin nec est in aliquet.